25 Şubat 2011 Cuma
15 Şubat 2011 Salı
8 Aralık 2010 Çarşamba
Rijkaard ve Kluivert

Amsterdamsche Football Club Ajax yani bildiğimiz futbolcu üretim merkezi olarak ünlü Ajax kulübünün iki efsanesi bir karede. Patrick Kluivert henüz altyapıda oynamakta ve A takım oyuncularına tüm dünyanın olduğu gibi o da hayran gözlerle bakmaktadır. Dönemin büyük starı Frank Rijkaard ile bir lig maçı öncesi resim çekilmiş ve mutluluktan havaya uçmuştur. Hagi'nin golünde sevinirken objektiflere yakalanan top toplayıcı çocukla aynı yaşlardadır o dönem...
Uykusuz Bırakan Penaltılar

KK Palace vs Civics - (2005 yılı) -Namibya Kupası - 48 penaltı - (17-16)
A.Juniors vs Racing Club - (1988 yılı) - Arjantin Ligi - 44 penaltı - (20-19)
T.Wells vs Littlehampton - (2005 yılı) - FA Cup - 40 penaltı - (16-15)
Obernai vs ASCA Wittelsheim - (1996 yılı) - Fransa Kupası - 40 penaltı - (15-15)
Gençlerbirliği vs Galatasaray - (1996 yılı) - Türkiye Kupası - 34 penaltı - (17-16)
M.Herzliya vs Maccabi P.Tikva - (2006 yılı) - İsrail Kupası - 34 penaltı - (12-13)
Hollanda vs İngiltere - (2007 yılı) - Avrupa Ümitler Şamp. - 32 penaltı - (13-12)

Obernai ve ASCA maçı ise hava fazlasıyla karardığı için penaltı atışlarına devam edilemeden yarım kalmış. Artık Fransa'nın hangi köyünde oynandı maç bilinmez ama medeniyet bu olsa gerek:) Gençlerbirliği ve Galatasaray maçını o yıl radyodan dinlemiş olan ben ise en çok kaleci Hayrettin'e şaşıp kalmıştım. Spiker her seferinde de top ve Hayrettin ayrı köşelerde lafını söylediğinde gözlerim kapalı o maçı düşünürken neden birini bile yakalayamadı diye düşündüm yıllarca. İnsan ortada dursa bile biri çarpardı diye düşündüm uzun süre. Ve hala.
7 Aralık 2010 Salı
Surinamlı Hollandalılar ve Devşirme Futbol
Bir orta saha olsun ki içinde Rijkaard, Gullit, Seedorf ve Davids istenmesin. Evet dört isim de ilk akla gelen Surinamlılar. Gerek savunma yetileri gerekse son günlerin moda tabiri ile oyunu her iki yönüyle oynayabiliyor olmaları hepsini gelmiş geçmiş en iyi futbolcular arasına çoktan sokmuş durumda. Seedorf halen futbol hayatını sürdürmekte iken Davids'de yeniden futbola dönme kararı ile bizleri fazlasıyla sevindirdi. Ülkemizden geçen ve çoğu kişi tarafından eleştri oklarına maruz kalan Rijkaard ise bence kaybettiğimiz değerler listesine en üst sıralardan giriş yaptı. Los Angeles Galaxy'den ayrıldığından beri iki yıldır Gullit'de ülkesi federasyonu için çalışmaktan başka birşey yapmış değil.
Hücum hattına gelirsek hayali Surinam milli takımında Kluivert, Hasselbaink ve van Hooijdonk'a sahip bir forvet hattı çok can yakacak gibi gözüküyor, hele ki bu orta sahanın desteği ile. Feyenoord sonrası emeklilik devrinde bile Fenerbahçe ile neler yapabileceğini gördüğümüz bir van Hooijdonk, Barcelona döneminden bebek yüzlü Kluivert ve Chelsea'da Zola ile Dessaily'nin taşıdığı takımın gol yükünü çeken Hasselbaink gerçekten de dönemlerinde iz bırakarak futboldan koptular. Savunma hattında ise daha ziyade hücuma yakın olan ve halen faal olan oyuncular geliyor aklıma. Drenthe ve Emanuellson. Melchiot, Reiziger de cabası. Nigel de Jong ve Engeleaar da yukarıdaki efsane orta sahaya yedek olsalar da oldukça kaliteli isimler. Hücum hattı için bir faal oyuncu da Liverpool'da istediği şansı bir türlü bulamayan Ryan Babel. Ten Cate'yi de unutmak olmaz hayali Surinam milli takımında elbette.
Hollanda ve Almanya gibi futbol tarihinde baş köşede yer alan ekollerde durum böyle iken, ülkemizde yaşanan tartışmalar bazen gerçekten de fazlasıyla can sıkıcı olabiliyorlar. Açıkçası çok fazla fayda sağladığına inanıyor olsam da Aurelio, Vederson ve Nobre gibi belli bir yaş üzeri oyunculara karşı soğuk bakmaktayım. Ancak şu aralar herkesin dilinde olan Emenike gibi kültürümüze erken yaşlarda adapte olabilme imkanı bulunan genç ve potansiyelli bir kaç oyuncunun pozitif etki yapacağı aşikar. Tüm bunların yanında dünyanın konuştuğu Mesut Özil gibi gurbetçilerimizi iyi bir şekilde tarayamamış olmamız da kurumsallaşmadaki eksikliklerimizin sebebidir diye düşünüyorum. Oyuncu devşirme için Hollanda-Surinam iş birliğinden yola çıkmış olsak da bizim de dikkaten almamız gereken bir konu bu. Üstelik Almanya gibi kadronun yarısı da değil bize gereken.3 Aralık 2010 Cuma
Tarihten Kesitler 1: Manchester United-Galatasaray
16 Kasım 2010 Salı
Futbol ve Müzik
Futbolla özdeşleşen müzikler denilince Şampiyonlar Ligi marşını unutmak olmaz elbette. "Bu şarkıyı canlı olarak duymak en büyük hayalimdi. Çünkü o zaman Manchester Utd, Milan, Real Madrid gibi büyüklerle sonunda aynı kefede olacağımı biliyordum" diyor Samir Nasri Marsilya günlerinde. Pele, Sokrates, Romario, Robinho ve Ronaldinho şarkıcılığa soyunan Brezilyalılar'dan ilk akla gelenler. Ronaldinho'nun milli takım kamplarında ve otobüste özel davulunu yanından ayırmadığı ve maçta kafasındaki müziğe göre oynuyor olması kendi ifadeleri. Fransız Djibril Cisse ise çoktan "Music and Me" adlı bir albüme sahip. Roger Waters(Pink Floyd) ve Dido'nun fanatik Arsenal taraftarı oldukları ve Ozzy Osbourne'un Aston Villa hayranı olduğu ada basınından aldığımız bilgiler arasında.
Bizdeki durum nedir diye şöyle bir baktığımızda ise 1985-86 şampiyonluğu gecesi TRT ekranında Beşiktaşlı futbolcuların hep bir ağızdan söylediği "Civelek" ve 86-87 de Galatasaray'ın şampiyonluğunun futbolcular tarafından anlatıldığı ve çok tutan albümler unutulmazlar arasında. Ercan Saatçi, Ufuk Yıldırım ve Murat Uzunal'ın "Şifa Niyetine" albümlerinin en çok ses getiren şarkısı "Futbol"du. Şarkının klibinde Fenerbahçeli Oğuz Çetin, Turan Sofuoğlu, Fadıl Vokri, Şenol Ustaömer hep bir ağızdan "Sarı mavi yeşil meşil fark etmez/ Yürüyoruz aynı yolda biz/ Futbolu şiddet sanan taraftarlarla yanlış kararlara lafımız" nakaratını söylemişlerdi. Futbolculuktan şarkıcılığa geçen isimlerin başında hiç kuşkusuz "Fabrika Kızı" adlı şarkıyı bizlere çok sevdiren Alpay(Ankara Demirspor), Ümit Davala(Galatasaray, AC Milan, W.Bremen), Mahmut Tuncer(Şanlıurfaspor), Mustafa Uğur(Gaziantepspor), Yavuz Şimşek & Şükrü Birand(Fenerbahçe)geliyor. Didier Drogba'da "Soyunma odasında müzik dinlemek çok cool bir şey" derken, Serkan Kırıntılı'nın her maç öncesi dinlediği bir Eylem şarkısı olan "Aman" ise gözlere iyi geliyor olsa gerek. Aşağıdaki videoda ise Emre'li Okan'lı döneminde İnter'li futbolcuların seslendirdiği bir şarkıyı dinliyoruz. Javier Zanetti ve Recoba'nın futbol sonrası meslekleri gözünüzde canlanacak gibi bu klip sonrasında.















