Gündemdeki haberlere kısa kısa yorumlarla bir göz gezdirelim.
Dün gece 2010 dünya kupası ikinci yarı final maçı oynandı İspanya ile Almanya arasında. İki takımın da oldukça temkinli başladığı ve çok fazla gol pozisyonunun olmadığı maçta Katalan kaptan Charles Puyol havada asılı kaldığı pozisyonda kafayı vurarak takımını finale taşıdı. Genel olarak orta alan mücadelesi şeklinde geçen maçta önceki turlarda İngiltere ve Arjantin'e 4'er gol atan Almanya karşısında her zamanki gibi yüksek pas ve topla oynama yüzdesini yakalayan İspanya 2 sene önce Avrupa Şampiyonası finalinde olduğu gibi 1-0'lık galibiyet alarak finale yükselerek Hollanda'nın rakibi oldu.
Gaziantepspor büyük bir transfer gerçekleştirerek Clasura'nın gol kralı Argentinos Juniors'un 23 yaşındaki forveti Victor Ismael Sosa'yı kadrosuna kattı. 4.5 milyon dolarlık transfer bedeli ile 5 yıllık sözleşme imzalayan Sosa forvet mevkiisinde görev yapıp bitiriciliği oldukça iyi bir futbolcu.
Çılgın iddaa'cı Ahtapot Paul final maçını da yorumlamış. Bu kez 'Hollanda rahat alır, banko 1.' demiş Paul. Dünya kupasındaki inanılmaz yüksek maç tahmini yüzdesini finale de taşırsa efsane olacaktır muhtemelen Paul. Ama bence bu kez yanılacak ve İspanya kendisini salata yapmaya yollayacak.
Euroleague'de 2011 grupları kuraları çekildi. Temsilcilerimiz C ve D gruplarına düşerken Efes Pilsen en zor grupta yer aldı. Onun ardından zor diye tanımlayabileceğimiz diğer grup ise C grubu. Bakalım temsilcilerimiz ilk 4'e girebilecek performanslar sergileyebilecek mi? Bu arada A ve B gruplarına son gelecek takımlar için yapılan eşleşmelerde de Banvit, Le Mans'la eşleşti ancak işleri gerçekten çok zor.
Son olarak da bir transfer spekülasyonundan bahsedelim. Galatasaray, Sunderland'in Arnavut ön liberosu Lorik Cana'yı kadrosuna katmak üzereymiş. Pek çok haber sitesine düşen bu habere göre Galatasaray Mehmet Topal'da boşalan ön libero mevkisine yerleştirmeyi planlıyor hırçın Arnavut'u. Genel özelliklerine şöyle bir göz atarsak çok hırslı, mücadele eden, agresif, arkadaşlarını saha içinde yönlendirmeyi başarabilen, rakibi durdurabilen ve ısırabilen bir orta saha oyuncusu. 24 yaşında Marsilya gibi bir kulüpte kaptanlık yapan Cana'nın en büyük dezavantaji fazlasıyla sert oyunu ve hakemlerle fazla diyaloğa girmesi. Bu da onun göreceği kart sayısını arttıyor doğal olarak. Eğer gelirse iyi ve yararlı bir transfer olur Galatasaray'a. Bekleyip göreceğiz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder