Önceki turda izlediğim takımlar arasında en efektif futbolu sahaya koyan, sürekli dikine oynayan, özellikle Alexis Sanchez'in kanattan bindirmeleriyle rakip kalede gol arayan Şili'nin bu maç Brezilya'yı zorlamasını bekliyordum. Ancak bu 90 dakika hiç de beklediğim gibi olmadı.
İlk yarım saatte top genelde Brezilya kontrolündeyken iki takımdan da rakibi zorlayacak hamleler gelmiyordu. Ancak uzun boylu savunma oyuncularını duran toplarda ileri gönderen Brezilya'da, kaptan Lucio'nun etrafındaki 3 kişiyi aşağı çektikten sonra boşta kalan topa Juan'ın kafayı vurmasıya Brezilya 1-0 öne geçiyor Şili'nin direncini kırıyordu.
Bu golden sonra oyun konsantrasyonunu yitiren Şili'nin bir anlık dalgınlığından çok iyi yararlanan Kaka ayağına gelen topu hiç bekletmeden tek pas ile Luis Fabiano'ya uzatıyor ve kaleci ile karşı karşıya bırakıyordu. Neden Brezilya Milli Takımının forvetinde olduğunu sorgulayanlara bir cevap niteliğinde attığı çalım ile kaleciyi ekarte eden Fabiano topu boş kaleye bırakıyor ve tabelayı 2-0'a çeviriyordu.
İlk yarı bu skorla tamamlanırken ikinci yarı oyuna kurtarıcı olarak Beşiktaş'lı Tello giriyordu. Ancak Şili'nin etkisiz oyunu ikinci yarıda da sürüyor top genelde Brezilya'nın istediği alanlarda dolaşıyordu. 55.dakikada Ömer Üründül 'Robinho devamlılığı olma...' demeye çalışırken bu cümleler Robinho'nun enfes vuruşu ile kesiliyor ve Robinho skoru 3-0'a getiriyordu.
Maçın kalanı Brezilya'nın bir sonraki tur için kendini dinlendirmesi ve Şili'nin moral bozukluğundan kaynaklanan amaçsızlığı sebebiyle nispeten zevksiz geçiyor başka da gol olmuyordu. Brezilya gündüz maçında Slovakya'yı 2-1 yenen Hollanda'nın rakibi oluyor ve bizi güzel bir eşleşmeye davet ediyordu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder