Pages

21 Ekim 2010 Perşembe

Liverpool Rijkaard Galatasaray Hagi

Olayları kısaca özetlemek istedim. Başlayalım.

Öncelikle Frank Rijkaard gibi bir teknik adam gönderildi Galatasaray'dan. Bunun konuşulacak çok şeyi var. Türkiye'de taraftarların sabır denilen kavramdan haberdar olmadığını çok kez görmüştük önceden. Beşiktaş'ın Del Bosque'ye, Fenerbahçe'nin Löw'e yaptığının aynısını bu kez Galatasaray Rijkaard'a yaptı.


Tamam Galatasaray hiç olmadığı kadar kötü top oynuyor. Evet belki Rijkaard iyi top oynatmıyor takıma ama sebeplerini hiç düşündük mü? Bu adamın elindeki kadro ne ki ne oynatsın. Rijkaard total futbolun yaratıcılarının iki alt nesli. Yani adam hızlı pas, hücum oyunu, topa sahip olma gibi özelliklerle rakibini alt etmeyi istiyor. Peki bunu kimlerle yapacak. Mustafa Sarp? Servet? Ayhan? Aydın? Barış?

Servet diye bir adam var ki onun bu takımda bulunduğu müddetçe hep gözlerimi kısarak acıyarak bakacağım kendisine. Türkü Baba diye bağırlara basılıp, kısıtlı yeteneğine rağmen mücadeleci oyunuyla sevilen bir adamın nasıl olup da teknik direktörünü göndermek için yanından geçen topa dokunmayan bir adama dönüştüğünü anlamak mümkün değil. Kankaları Sarp, Ayhan'ı da örgütleyip Rijkaard'ın başını yediler. Galatasaray için değil kendileri için oynadılar ya da oynamadılar. Öyle ya da böyle amaçlarına ulaştılar ama olayları gören anlayan her akıllı Galatasaray taraftarı kendilerine haddini bildirerek en uzaklara gönderilmelerini sağlayacaklardır.


Sonuç olarak Rijkaard başı yenerek gönderildi. Peki böyle bir teknik adam boş kalır mı? Bence kalmaz. Amerika sahiplerin gidişi ile aydınlık günlerin müjdesini veren Liverpool'da teknik direktör Roy Hodgson hala bir sistem oturtabilmiş değil. Yani Liverpool'un sondan ikinci sırada olmasını başka türlü açıklayamayız herhalde. Her ne kadar Fulham'ı Avrupa Ligi finaline çıkartmış olsa bile Liverpool'la kimyaları tutmadı Hodgson'ın. Bu sebeple Galatasaray'dan gönderilen Rijkaard'ın Liverpool'a gidişini bir yandan sevinirken bir yandan hüzünleniyor gibi karmakarışık bir duygu yoğunluğunda yaşayacağım muhtemelen. Umarım ayağı daha düzgün top yapan oyuncular ve buna imkan veren Premier Lig sahaları ile çok başarılı olur orada Rijkaard. Tabii giderse.


Gelelim Galatasarayın haline. Teknik direktörlüğe Hagi, yardımcılığına ise Tugay Kerimoğlu getirildi az evvel. Bu ikinci Hagi dönemi olacak demektir Galatasaray adına. İlki pek iyi sonuçlanmamıştı hatırlarsınız. Hagi de genelde duygularıyla hareket eden, olayın teknik yönü bakımından biraz daha zayıf kalan bir adam. Galatasaray taraftarının en sevdiği bir kaç futbolcudan biriydi elbette ama bu onun teknik adam olarak başarılı olacak olması anlamına gelmiyor. Yine de yardımcılığına getirilen Tugay'ın hem Türkiye'yi ve Türk insanını tanıyor olması hem de İngiltere'de antrenörlük eğitimi alıp işin o kısmını da öğrenmiş olması Hagi'nin boşluklarını dolduracaktır diye umutla dolduruyor beni. 

Sonuç olarak hem Galatasaray hem Liverpool için iyi günler yakındadır umarım. Yoksa bu sene futbolda yüzümüz gülmeyecek hiçbir yerde.

Hiç yorum yok: